9 Nisan 2008 Çarşamba

15BK yine ve yeniden

Otobüse bineceğim, saat 15:40 Yer, Kadıköy Son Durak... Bütün duraklar boş ama 15BK her zamanki gibi yine yüzlerce bekleyeniyle... O kadar şikayet, öneride bulundum İETT'nin resmi sitesine ama hala körüklüleri başka yerlere göndermişler. Durakta iki tane 15BK var ama mecburen saati gelen biri kapıyı açacak ve insanlar doluşacak. Öyle de oldu ve gün ortasında bu kadar kalabalık olan tek hat olma sıfatıyla yola koyulduk. Ben şoförün hemen yanında bir aralığa sıkıştırdım kendimi ve şoförden birkaç öneri alayım diyecektim ki o benden önce davrandı. Ne dediğini ilk önce anlayamadım ama daha sonradan anlamaya başladım. "Şeref***ze bak!" diyordu. "Yanında polis var onu da bedavaya bindirmeye çalışıyor!" ve devam ediyordu... "Adama bak sırf beni bozamasın diye 50YtL veriyor. Adamlar bilet parası vermemeye çalışıyorlar. Ah ah, param olacak ki ben o parayı öyle bir bozardım ki" (demek istediği, 1 kuruş bir kuruş olsa da bozardım) Ben dedim ki: "Burası İstanbul, her cinsten insan var." Şoför, "İyi de bunun öteki dünyası da var." Dedim ki: "Öteki dünyası olan var... olmayan var..." Ne müthiş söz söylemişim be... yolculuğumuz devam ediyordu. Göztepe Köprüsü'ne geldik. Tabi kaptanımız arka kapılardan yolcu inmesi için arka kapıları açmıştı. Otobüs zaten kalabalık kapıyı kapatınca arka kapılardan bir patırtı kütürtü... Diyorlar ki "Kaptan orta kapıyı aç!" Açtı ve "Ne oldu?" diye sordu. Arkalardan bilinmeyen şahıslardan ses geliyor. "Eli sıkıştı kaptan." "Banane!" Arkadan sesler devam ediyor. "Sen de çok sertsin kaptan Bıraksak döveceksin." Şoförümüzün son sözü Cennetten çıkma... "Gerekirse döverim."

Siz siz olun şoförle dikleşmeyin, dövebilir :):):)

Hiç yorum yok: